Yağışların yetersiz olduğu dönemlerde,
kültür bitkilerinin su ihtiyacı sulama
yapılarak karşılanmaktadır. Ülkemizde
turunçgil yetiştiriciliğinin yaygın
olarak yapıldığı Akdeniz ve Ege
bölgelerinde, Akdeniz iklimi hâkimdir ve
genellikle nisan ayından sonra yağışlar
kesilir veya yetersiz olur. Bu yağışsız
dönem, ekim ayı ortalarına veya kasım
ayına kadar devam eder. İşte bu dönemde
ağaçların sulanması gerekli olur. Toprak
ve su ilişkileri birbirinden ayrılmaz
bir bütün teşkil eder. Bu nedenle
sulamanın yapılacağı toprağın, suyla
olan ilişkisinin bilinmesi, uygun bir
sulama için gereklidir
Turunçgillerin Toprak İsteği ve
Toprak-Bitki-Su İlişkileri
Toprak yapısı ve derinliği, turunçgil yetiştiriciliğinde en
önemli
faktörlerden birisidir. Derin, taban
suyu düzeyi düşük, iyi drene olabilen,
kumlu, kumlu-tınlı, tınlı ve killi-tınlı
yapıya sahip, hafif ve orta yapıdaki
topraklar, turunçgil yetiştiriciliği
için uygundur. Bu topraklar içinde;
süzek, iyi havalanan, bitki köklerini
sıkmayan, bitkinin istediği miktarda
suyu bulunduran kumlu-tınlı topraklar en
uygun olanıdır. Ağır yapıdaki
toprakların geçirgenlikleri azdır, fazla
su tutarlar, havalanmaları yetersizdir
ve özellikle ıslak oldukları dönemde
üzerinde iş makineleri çalışırsa
sıkışırlar. Böyle topraklarda aşırı
sulama yapılırsa; kök ve kök boğazı
çürüklüğü (Phytophthora citrophthora
Leonian.) hastalığı meydana gelebilir.
Turunçgil ağaçları, birçok meyve
ağaçlarının aksine yüzlek kök sistemine
sahiptir. Yapılan araştırmalar, emici
köklerin % 85-90 kadarının 0-90
santimetre kalınlığındaki katman
içerisinde bulunduğunu; geri kalan
köklerin önemli bir kısmının ise 90-120
santimetre kalınlığındaki katmanda yer
aldığını göstermektedir (Şekil 34).
Bundan anlaşılacağı gibi, turunçgil
ağaçlarının yararlandığı suyun
büyük bir kısmı, toprağın yaklaşık 1
metre derinliğe kadar olan
bölümünde bulunan sudan
karşılanmaktadır. Sulama yaparken, bitki
köklerinin dağılım durumuna dikkat
edilmelidir.

Turunçgillerde emici
köklerin büyük çoğunluğu
0-90 santimetre, geri kalan
kökler ise 90-120 santimetre
derinlikte bulunurlar. |
Topraktaki su durumu
yetersiz olursa; ağaç yeterli suyu
alabilmek için kök sistemini genişletir;
bu da verimin azalmasına neden olur.
İnce bünyeli ağır topraklarda yapılan
bir çalışmada aşağıdaki sonuçlar
alınmıştır:
Yetersiz su
--->
büyük kök hacmi
--->
az verim
Yeterli su
--->
orta derecede kök
hacmi
---> yüksek
verim
Aşırı su
--->
küçük kök hacmi
--->
az verim
Görüldüğü gibi yetersiz ve aşırı sulama kök gelişimi ve verim
üzerinde olumsuz bir etki yapmaktadır.
Yapılan araştırmalar, su eksikliğinin
veya aşırı sulamanın, turunçgillerde
çiçek ve meyve dökümüne neden olduğunu,
uzun süren kurak bir dönemden sonra,
hemen fazla miktarda su vermenin de aynı
sakıncaları meydana getirdiğini
göstermiştir. Bu nedenle turunçgillerde,
dengeli ve uygun bir sulama yapılması
gereklidir.
Toprağın Su Tutma Durumu ve Toprakta
Suyun Hareketi
Genel olarak toprak tipleri hafif, orta ve ağır bünyeli
topraklar
olarak üçe ayrılır. -Hafif topraklar; su
tutma kapasitesi düşük ve su
geçirgenlikleri fazla olan topraklardır.
Fazla su verilmesi halinde, suyun büyük
bir bölümü alt katmanlara süzülerek
kaybolur ve bitkilere yararlı olamaz.
-Orta yapıdaki topraklar; daha iyi su
tutarlar, geçirgenlikleri orta
derecededir ve % 40-55 oranında gözenek
içerirler. Ağaç kökleri için uygun hava
ve nemi bulundururlar. Turunçgiller için
en uygun olan kumlu-tınlı topraklar,
orta yapıdaki topraklar grubundandır.
-Ağır yapıdaki topraklar ise; su tutma
kapasitesi yüksek, geçirgenlikleri az,
özellikle sıkışma ve aşırı sulama
nedeniyle havalanma düzeni bozulabilen
topraklardır.
Sulamanın Turunçgiller Üzerine Olan
Etkileri
Diğer kültür bitkilerinde olduğu gibi, turunçgillerde
de bilinçli
olarak yapılan sulamanın olumlu etkileri
görülürken; bilinçsiz olarak yapılan
sulamanın da olumsuz etkileri ortaya
çıkmaktadır. Sulamanın kök gelişimi,
ağacın taç genişliği, meyve kalitesi ve
verimi üzerine doğrudan bir etkisi söz
konusudur. Sulama; kök bölgesindeki
toprağın hava, sıcaklık, tuzluluk ve
besin maddelerinin alımını ve bunun
sonucunda kök gelişimini ve sağlığını
doğrudan etkiler. Aşırı su, kök ve kök
boğazı çürüklüklerine ve yapraklarda
kloroza neden olabilir. Köklerin
zayıflaması ve hastalanması da, ağaç
tacı gelişimi, meyve
tutumu ve kalitesi üzerine olumsuz etki
yaparak ağacın zayıflamasına ve verim
azalmasına ve hatta giderek ağacın
ölümüne bile neden olabilir. Suyun az
verilmesi de, ağacın gelişimini, meyve
gelişim ve kalitesini ve verimi olumsuz
yönde etkiler; gelişme döneminde susuz
kalan meyveler irileşemezler ve
kabukları çatlar. Bu da çürümeye neden
olur ve kaliteyi düşürür. Uygun bir
sulama ile verimi artırmak mümkündür. Bu
konuda yapılan birçok araştırma ile bu
durum net bir şekilde ortaya konmuştur.
sonucunda kök gelişimini ve sağlığını
doğrudan etkiler. Aşırı su, kök ve kök
boğazı çürüklüklerine ve yapraklarda
kloroza neden olabilir. Köklerin
zayıflaması ve hastalanması da, ağaç
tacı gelişimi, meyve tutumu ve kalitesi
üzerine olumsuz etki yaparak ağacın
zayıflamasına ve verim azalmasına ve
hatta giderek ağacın ölümüne bile neden
olabilir. Suyun az verilmesi de, ağacın
gelişimini, meyve gelişim ve kalitesini
ve verimi olumsuz yönde etkiler; gelişme
döneminde susuz kalan meyveler
irileşemezler ve kabukları çatlar. Bu da
çürümeye neden olur ve kaliteyi düşürür.
Uygun bir sulama ile verimi artırmak
mümkündür. Bu konuda yapılan birçok
araştırma ile bu durum net bir şekilde
ortaya konmuştur. -Seçilen sulama
yönetimine göre, bahçenin setleri (tirleri)
çekilir veya karıklar (çizgiler) açılır.
Yağmurlama veya damla sulaması
yapılacaksa tesisatı kurulur. -Ağaçlarda
kök ve kökboğazı hastalığı, zamklaşma ve
bunlara bağlı olarak kloroz görülüyorsa,
sulama suyunun ağacın gövdesine ve ana
köklerine dokunmaması gerekir. Bunun
için ağacın dibi açılarak, daire
şeklinde ağacı çevreleyen bir set
yapılır. Böylece sulama sırasında su,
ağaçla temas etmez ve çürüklük tehlikesi
azalmış olur. Ayrıca böyle ağaçların
gövdesine, ana dalların gövdeye yakın
kısımlarına ve açıktaki ana köklere
bordo patı (bakır sülfat ve kireçten
hazırlanan sulu karışım) süzülerek
badana yapılması, bu riski daha da
azaltır.
Sulama Zamanının, Verilecek Su
Miktarının ve Sulama Aralıklarının
Saptanması
Turunçgillerin yıllık su ihtiyaçları toprak, iklim ve ağacın
fizyolojik durumuna bağlı olarak
800-1.200 milimetre arasında değişir.
Ancak bunun tamamı sulama ile verilmez.
Bir kısmı yağışlarla karşılanır. Yapılan
araştırmalara göre, mayıs-ekim döneminde
turunçgil bahçelerine, salma sulama
olarak 650-750 milimetre arasında su
vermek gerekmektedir. Bu miktarlar,
yağmurlama sulaması için 500-600
milimetre ve damla sulaması için ise
300-400 milimetredir. Akdeniz ve Ege
bölgelerinin turunçgil tarımı yapılan
yerlerinde, ilkbahar gübrelemesinden
sonra, mayıs ortası veya haziran
başından itibaren genellikle toprağın
yağışlarla ıslanması beklenemez ve
ağaçların sulanması gerekir. Bazı
yıllar, yağışların erken veya geç
kesilme durumuna göre, sulamanın
başlangıcı bir veya birkaç hafta oynama
gösterebilir. İlk sulamadan itibaren
belli aralıklarla sulamaya devam edilir
ve genellikle ekim ortası veya kasım
başına kadar sulama yapılır. İlk etkili
yağışların erken veya geç başlaması,
bazı yıllar son sulama tarihlerinde bir
veya birkaç hafta değişikliğe neden
olabilir. Sulama zamanına kadar vermek
için çeşitli yöntemler uygulanabilir.
Bunun için klasik yöntemlerden birisi,
toprağın nemine bakarak sulama
yapmaktadır. Bu amaçla 30-40 santimetre
derinlikten toprak örneği alınır ve
parmaklar arasında ezilir. Çamur
şeklinde yassılaşır ve ele yapışırsa
toprağın su durumu iyidir; dağılır ve
yapışmazsa sulama zamanı gelmiş
demektir. Bir diğer klasik yöntem ise,
ağacın solgunluk göstermesi durumudur.
Özellikle sabahları kısmen solgunluk
görülürse sulama kararı verilebilir.
Tansiyometreler, ülkemizde henüz yaygın
olarak kullanılmamakla birlikte, sulama
zamanını en doğru olarak bildiren
aletlerden birisidir. Üzerindeki
manometre ile topraktaki suyun toprağa
tutunma gücü ölçülür (Şekil 35). Su
miktarı azaldıkça tutunma gücü artar.
Manometre ölçümü santibar cinsinden
okunur. Turunçgillerde ağaç gövdesinden
1.5 metre uzağa gelecek şekilde,
toprağın 50-60
santimetre derinliğine alet
yerleştirilir. Manometre değeri
ilkbaharda 30- 40 santibar ve yazın
50-70 santibar olduğu zaman sulama
yapılır. Sulama aralıkları; iklim,
sulama yapılan zaman, toprak yapısı,
tür, sulama yöntemi ve ağacın yaşına
göre değişiklik gösterir.
|